Geçen hafta Sydney’de ilk kez düzenlenen Anadolu Türk Kültür Festivali’nin bırakmış olduğu etkinin yankıları sürüyor.
Darling Harbour’daki Tumbalong Park’da ilk kez düzenlenen program nedeniyle, çeşitli kesimlerden olumlu tepkiler gelmeye devam ediyor. Toplumun değişik kesimlerinden övgü dolu tepkiler ortaya konulurken, programı gölgelemeye çalışanlara karşı ise; üzüntü duyulduğu belirtildi. Önümüzdeki yıl, festivalin yeniden yapılmasını isteyen toplum temsilcileri, herkesin bu programın etrafından birlik ve beraberlik içinde olmasının önemine işaret ettiler. Festivalin ardından konuyla ilgili, görüşlerini gazetemize açıklayan vakıf, dernek ve sivil toplum örgütleri yöneticileri, medya, iş ve sanat dünyası temsilcileri görüşlerini açıklayarak, birlik ve beraberlik mesajı verdiler.
Anadolu Festivali’nin ardından…
Erhan Güleryüz (AYNA): Geçen sene Melbourne’de olduğu gibi, bu yıl Sydney’de de çok güzel bir konser oldu. Gurbetçilerimizle buluştuk, beraber eğlendik, birlikte şarkı söyledik. Avustralya’nın bizim hayatımızda ayrı bir yeri var. Mavi Şarkılar albümü, geçen yıl Melbourne konseri ile ortaya çıktı. Biz buraya geldiğimizde Türkiye’de kış, Avustralya’da ise yaz ortasıydı. Arkadaşlarla okyanus kıyısında dolaşırken mavi sulardan esinlenerek yazdık. Kısacası Avustralya bizim hayatımızı değiştirdi.
İsmail Aydoğan (FEZA Vakfı Başkanı): Toplumumuzun bütün kesimlerinden insanımızı bir araya getiren bir festival oldu. Adından da anlaşılacağı üzere Anadolu insanını bir yerde buluşturdu. Darling Harbour, ilk defa böyle bir kalabalığa şahit oldu. Özellikle aylardan beri bu festivalin hazırlanması ve o gün orada büyük bir gayretle çalışan tüm gönüllülere teşekkür ederim.
Yusuf Yurt (Sydney Sosyal İşler Ataşesi): Katılımdan öyle anlaşılıyor ki, toplumumuz böyle bir festivale hasret kalmış ve böyle bir programı arzu ediyor. Burada bulunduğum süre içerisinde ilk defa bu kadar büyük bir organizeye ve kalabalığa şahit oldum. Organize heyetinden isteğimiz, tarih olarak yaz aylarına doğru kaydırılabilirse daha güzel olur. Cân-ı gönülden tebrik ve teşekkür ediyorum.
Muhammed Eriş (iş adamı, GİMA Süper Market) festivalin ana sponsoru: İlk festival olması itibarıyla çok güzel geçti. Ancak bundan sonra ki yıllarda hem mevsim itibarı ile belki biraz daha öne alınmalı birde mutlaka her yıl farklı içerikli programlar yapılmalı. Avustralya’da yaşayan Türk toplumuna yakın kültürleri de festivale dahil edebiliriz. Kısa zamanda yapılan ve hayata geçirilen başarılı bir etkinlik oldu.
Okan Okandan (SİAD Başkan Yardımcısı): Sydney’in en güzel yerinde toplumumuza layık müthiş bir gündü. Mehter marşlarıyla, şarkılarımızla, yemeklerimizle hayal ettiğimiz bir günü yaşamış olduk.
Mustafa Şahiner (İşadamı): Her kesimden her meşrepten insanın Anadolu adına koşup geldiği, aklımızdan çıkmayacak uyum ve ahenk içinde geçen bir gündü.
Aydın German (İşadamı): 14 senedir Avustralya’dayım. Darling Harbour’u devamlı ziyaret ederim. İlk defa bu kadar kalabalık gördüm. Toplumumuzun yüz akı bir program oldu. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Mehmet Ali Karamemiş (İşadamı, ATBİ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Bizler Anadolu Festivali’ni Melbourne’dan medyadan takip edebildik. Günler öncesinden dünyanın en gözde şehirlerinden Sydney’in merkezinde Türk bayrağının dalgalanması bize gurur verdi. Sydney’de çok geç kalınmış bu festivali düzenleme başarısını gösteren ekibi tebrik ediyorum. Onlar, elleri öpülecek insanlardır.
Özen Özüner (SBS Radyosu): Bayram Kültür Derneği gerçekten çok düzenli bir organize ile bu festivali gerçekleştirdi. Daha önce Sydney şehir merkezinde bazı etkinlikler yapıldı ama hiç bu kadar büyük çapta olmamıştı. Koskoca Darling Harbour, bu festivale hazırlanmış. İlk olmasına rağmen çok büyük bir başarı.
Dursun Candemir (NSW Türk Kuruluşları Konseyi Başkanı): Toplum adına yüzümüzü güldüren, çok başarılı bir festival oldu. Çok emek verilmiş, çok çalışılmış bir program olduğu ortada. Şimdiye kadar Sydney’de yapılmış bu tür organizelerin en iyisiydi. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Haberin içinden…
Daha zengin renklerde buluşmak dileğiyle…
27 Mayısta gerçekleştirmiş olduğumuz 1.Anadolu Türk Festival’inin yansımaları çok güzel oldu. 7’den 70’e herkesin katıldığı bir program olması ve kapsayıcılığı ayrı bir renk kattı festivale. İlk olmasına rağmen katılımın çok üst düzeyde olduğu bir program gerçekleşti. Katılan herkes memnuniyetini dile getirdi. Biz millet olarak istediğimizde bunların çok daha iyilerini yapabiliriz. Binlerce insan telefonla, e-mail ve facebook yoluyla görüşlerini bildirdi ve halen bildirmeye devam ediyorlar. Bu kadar insanın arasından Memnuniyetsizliğini ifade eden tek bir kişi bile çıkmadı.
Aksine herkesin böyle bir programın daha iyi olabilmesi için ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz diye teklifleri var bize… Türk toplumu, festivale büyük bir teveccüh göstererek o gün orada birlik ve beraberlik mesajını en güzel şekilde verdi. İlk defa Avustralya’da yaşayan Türklerin sesi bu kadar gür ve net çıktı. Adeta isbat-ı vücud etmişlerdi. İnsanların yıllardır özlemini duyduğu, hasretle bekledikleri bu güzel atmosfer, festival vesilesiyle gerçekleşti. Böyle bir atmosfer karşısında insanın duygulanmaması, gururlanmaması mümkün değil… Buraya gelen Türk toplumu, o gün orada kendilerine takdim edilen programda kah güldü kah eğlenip alkışladı, kah duygulanıp mutluktan gözyaşı döküp ağladı… Bunlar özlemin, kavuşmanın ve mutluluğun gözyaşlarıydı…Muhteşem bir manzara… Türk bayraklarının gölgesinde 30-40 bin kişinin oluşturduğu muhteşem bir manzara… Duyguları ifade etmede kelimelerin yetersiz kaldığı, gözyaşlarının kelime olup gözlerden aktığı bir zaman dilimi… Aynı şehirde yaşayıp 30 yıldır birbirini görmeyenlerin sarmaş dolaş olup özlemle kucaklaştığı, buluştuğu mekan ve zamanın adı ‘‘Anadolu Türk Festivali’’
Biz Sydney’in göbeği Tumbolang Park’ta, sadece Türk bayrağını dalgalandırmadık; aynı zamanda Anadolu ve Türk kültürünü diğer toplumlara tanıttık. Bilindiği üzere Darling Harbour hem eğlence hem alışveriş hem de turistlerin yoğun olarak ziyaret ettikleri bir yer. Sanat çadırları ve hediyelik eşya satan çadırların önünde bu çeşitlilik çok rahat görülebiliyordu. Ebru çadırı, Minyatür çadırı, çini çadırı, ağaç işleme çadırı, tuğra çadırının önünde bu çeşitliliği görmeniz mümkündü. Orada kuyrukta çadırların önünde bekleyen insanlar, Avustralya’nın çokkültürlülük yelpazesini en güzel şekilde yansıtıyordu… Türk’ü, Çinlisi, İngiliz’i, Kürt’ü, Ermeni’si, İtalyan’ı, Yunanlısı, Endonezyalısı , Brezilyalısı, Vietnamlısı… ile tam bir kültür mozaiği Anadolu ve Türk kültürü adına bundan daha iyi bir tanıtım olmazdı herhalde diye düşünüyorum. Çünkü insanımız geldi ve oradaki güzellikleri gördü. Bu güzelliklere kavuşmanın Avustralya şartlarında kolay olmadığına şahitlik etti. Gece gündüz demeden, yaklaşık 20 kişilik bir ekip bunun için çalıştı. 3-4 ay gibi kısa bir zamanda bu projenin hayata geçirilmesine vesile oldular. Anadolu’dan Avustralya’ya kadar, herkesin kucaklandığı, Türk Kültür şöleni adına hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Özellikle ekipte yer alan genç kardeşlerime katkılarından dolayı tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Programdaki bütün güzellikler bu ekipteki arkadaşlarımıza aittir. Varsa eksiklik ve aksaklıklar bunlar da tamamen benim şahsıma aittir. Bu program, uyum ve kollektif şuurun ortaya çıkardığı güzellikler manzumesidir… Son olarak bu güzel tablonun oluşmasında hiç bir desteğini bizden esirgemeyen Sydney Başkonsolosumuza, Başkonsolosluk çalışanlarımıza ve orayı hınca hınç dolduran, bizi yalnız bırakmayan halkımıza sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Tabi halkımız, bu programların devamın bekliyor.Türk toplumundan aldığımız destekle, çok daha iyilerini yapacağımıza inanıyorum…Daha zengin renklerde, programlarda ve festivallerde buluşmak dileğiyle… (Behçet Polat- Festival Koordinatörü)