Zaman Gazetesi Yazar ve Editörlerinin
davasında duruşmasının görülmesine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam
edildi.
4’ü tutuklu 11 gazetecinin yargılandığı ‘Zaman Davası’ nın görülmesine
bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. 2 gün sürmesi planlanan
duruşma sonunda mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor.Duruşma başladı.
Mahkeme başkanı savunmalar tamamlanırsa yarın karar verileceğini belirtti.
P24’ün aktarımıyla duruşmada yaşananlar şu
şekilde;
Zaman Davası’nın İstanbul 13. ACM’de görülen bugünkü oturumu sona erdi.
Duruşmaya yarın 10:30’da devam edilecek.
Av. Orak: Müvekkilimin işlemediği bir suçtan
dolayı bu kadar uzun süredir yargılanması başlı başına bir hak ihlalidir. Bu
nedenle müvekkilimin tüm suçlamalardan beraatini talep ediyorum.
Av. Orak: Bir yazının veya sözün terör
propagandası olarak görülmesi için terör örgütünün cebir ve şiddet içeren
eylemlerini övücü ve teşvik edici içerikte olması gerekir.
İhsan Dağı avukatı Mahir Orak: İçeriğine ne
iddianamede ne esas hakkında mütalaada değinilmeyen dört yazıyla müvekkilim
“terör örgütü propagandası” yapmakla suçlanıyor.
İhsan Dağı’nın avukatı Mahir Orak savunma
yapıyor: Müvekkilimin yazdığı dönemde Zaman gazetesi hakkında herhangi bir toplatma
veya yasaklama kararı bulunmamaktadır.
İhsan Dağı: Yazılarımda terör örgütü propagandası
suçunun ne maddi ne manevi unsurları bulunmamaktadır. Beraatimi talep ediyorum.
İhsan Dağı: Benim yazılarımın hiçbirinde
şiddeti öven ifadeler yoktur. Hak ve özgürlükleri savunarak terör örgütü
propagandası yapılamaz.
İhsan Dağı: Hayatımın hiçbir döneminde şiddeti öven
veya teşvik eden bir yaklaşım içinde olmadım. İfade özgürlüğü ve eleştiri hakkı
ise demokratik devletlerde yasalarla güvence altına alınan bir haktır.
İhsan Dağı: F..Ö hakkında verilen ilk mahkeme
kararından 2.5 yıl önce, MGK kararından 2 yıl önce gazetede yazmayı
bırakmıştım.
İhsan Dağı: Mütalaada terör örgütü propagandası
yapmakla suçlanıyorum. Propaganda kastım olsa gazete yazılarıma son vermez, TV
programlarına çıkmaya devam ederdim. Oysa ben 2014’te gazete yazılarıma son
verdim, 2012’den itibaren de hiçbir TV programına katılmadım.
İhsan Dağı: Bugün hala neden burada olduğumu
anlayabilmiş değilim.
Şahin Alpay’ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan esas hakkında savunmasını
bitirdi. Tutuksuz yargılanan İhsan Dağı savunma yapıyor.
Av. Tuncel mahkemeye yeni bir delil sunulduğundan dün haberdar olduklarını
söyleyerek bunun usul ihlali olduğunu söyledi. Yeni belge bir başka dava
dosyasında yer alan bir ByLock konuşmasından Şahin Alpay’ın isminin geçtiği bir
bölüm.
Ara sona erdi. Duruşma Şahin Alpay’ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan’ın esas
hakkında savunmasıyla devam ediyor.
Duruşmaya yarım saat ara verildi. Aradan sonra Şahin Alpay’ın avukatı Aynur
Tuncel Yazgan esas hakkında savunmasına devam edecek.
Şahin Alpay’ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan: Müvekkil,
anayasal düzenin cebir kullanılarak devrilmesi değil bu düzene uyulması için
çağrılar yapan yazılar yazmıştır.
Av. Yazgan, Yargıtay kararlarında ortaya konan “terör örgütü
üyeliği” kriterlerinin hiçbirinin Şahin Alpay bakımından söz konusu
olmadığını açıklıyor.
Av. Yazgan Nuriye Akman’ın beraatini talep ederek esas hakkındaki
savunmasını tamamladı. Şahin Alpay’la ilgili savunmasına başlıyor.
Av. Yazgan: Örgüt üyeliği için iradi bir bilinçle
hareket edilmesi gerekmektedir. Kendisini tanıdığım kadarıyla müvekkilem
hiyerarşik bir yapı içine girip başkalarından talimat alacak birisi değildir.
Av. Yazgan: Hukuk zorlanmamalı. Hukuk
zorlanınca biz de nasıl savunma yapacağımızı şaşırıyoruz.
Av. Yazgan: Bir kişinin örgüte yardımla
suçlanabilmesi için örgütün varlığını ve amacını biliyor olması gerekmektedir.
Av. Aynur Tuncel Yazgan: Nuriye Akman’ın
Fethullah Gülen ve Yakup Saygılı röportajlarını yaptığı dönemde bu kişiler
hakkında herhangi bir soruşturma yoktu.
Zaman davasında duruşma Şahin Alpay ve Nuriye Akman’ın avukatı Aynur Tuncel
Yazgan’ın savunmasıyla devam ediyor.
Şahin Alpay savunmasını tamamladı. Duruşmaya 13:45’e kadar öğlen
arası verildi. Aradan sonra duruşma daha geniş salona sahip olan 14. ACM’de
devam edecek.
Şahin Alpay, ilk savunmasından devamla: “Şurası
muhakkak ki, Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı
olsaydı, bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim.”
Şahin Alpay ilk savunmasından alıntılara devamla: İtiraf edeyim
ki, 15 Temmuz’a kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü
olduğunun bilincinde değildim.
Şahin Alpay davanın Eylül ayında görülen ilk
duruşmasında yaptığı savunmadan bazı bölümleri tekrarlıyor: “Gülen hareketi
ile ilgili hayal kırıklığım 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişimiyle patlak
verdi.”
Şahin Alpay tutukluluğu hakkında AYM ve AİHM tarafından verilen ihlal
kararlarından bölümler okuyor.
Şahin Alpay: Suçlama konusu yazılarımda sadece
kamuoyunu da yakından ilgilendiren 17- 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili olarak
kamuoyunun bir kesiminin ve muhalefet partileri liderlerinin dile
getirdiklerine benzer görüşleri dile getirdim.
Şahin Alpay: Yazılarımda “silahlı terör örgütüne
üye olduğumu, Anayasa’ya aykırı davrandığımı gösterecek en küçük bir delil
bulunması söz konusu değildir.
Şahin Alpay: Herhangi bir örgütten ya da
kişiden talimat alarak yazmam asla söz konusu olamaz. Bu iddiayı kişiliğime
karşı yapılmış bir hakaret telakki ediyorum.
Şahin Alpay: Yazılarımda ele aldığım konuları
herhangi bir örgütün perspektifinden değil, bağlı olduğum özgürlükçü-çoğulcu
demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri açısından yorumladım.
Şahin Alpay hakkındaki AYM kararından okuduğu bölümle
suçlamalara cevap veriyor: “…Yazıların F..Ö/PDY’nin amaçlarına
hizmet etmek için yazıldığının kabulünü gerektiren nedenler iddianamede somut
olgularla açıklanmamıştır.”
Şahin Alpay: 2011’den itibaren rotasını tersine
çevirip tek adam yönetimine yöneldiğinde ise AK Parti iktidarını aynı kuvvetle
eleştirdim. Çünkü hakkaniyet bunu gerektiriyordu.
Şahin Alpay: AK Parti iktidarına her zaman nesnel bir
bakışla yaklaştım, asla düşmanlık gütmedim. Ülkeyi demokratikleştiren reformlar
yaptığı sürece yurt içinde ve dışında kuvvetle destekledim.
Şahin Alpay “Hukuk değil tek adam devleti”
başlıklı yazısından alınan kısımla ilgili açıklama yapıyor: “Yanılmış
olabilirim, ama bunlar benim samimi kanaatlerimdi. Üstelik birçok saygın
hukukçu da benzer görüşleri dile getirmişti.”
Şahin Alpay yazıyla ilgili suçlamalara cevap
veriyor: Burada anılanlar sadece benim dile getirdiğim fikirler değildir. Toplumun
geniş bir kesimi Koza İpek Holding’e kayyum atanmasına tepki göstermiştir.
Savcılığın suçlama delili olarak sunduğu bir başka alıntı Koza İpek
Holding’e kayyum atanmasının eleştirildiği 2015 tarihli bir yazıdan.
Şahin Alpay (Suçlama konusu Şubat 2015’te yayımlanan
bir yazısı hakkında): Bu benim demokratik toplumun gereklerini hatırlatan
şahsi görüşüm, Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünü
kullanarak dile getirdiğim bir görüş.
Şahin Alpay: Bu davanın ilk duruşmasında vurguladığım
gibi, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimine gelinceye kadar Gülen hareketinin karanlık
bir yüzü olduğunu maalesef göremedim.
Şahin Alpay: Evet, o zaman dile getirdiğim bu
görüşlerim yanlış, temelsiz olabilir, ama ifade özgürlüğümü kullanarak dile
getirdiğim, o günkü samimi görüşlerdir; bir suç oluşturmaz.
Şahin Alpay savcılıkça delil olarak sunulan çeşitli yazı ve
demeçleriyle ilgili suçlamalara cevap veriyor. Alpay, o dönem başkalarınca dile
getirilen benzer açıklamalardan örnekler okuyor.
Şahin Alpay (Digiturk aboneliğinin iptali hakkında): Tüketicinin
Korunması Hakkındaki Kanun’un 13. maddesinde güvence altına alınan hakkımı
kullanmaktan başka bir şey yapmadım. Bundan “müebbedlik” bir suç
delili nasıl çıkarılabilir, anlamak mümkün değil.
Şahin Alpay: Digitürk aboneliğinden ayrılarak, sadece
izlediğim bir kısım kanalın değil, yıllardır içinde program yaptığım Mehtap
TV’nin de platformdan çıkarılmasına tepkimi dile getirdim.
Şahin Alpay: Gülen hareketine saygılı yaklaşmış
olmamın yegane nedeni, ona toplum bilimsel açıdan bakmam oldu; asla herhangi
bir aidiyet, mensubiyet gereği değil.
Şahin Alpay: O gün orada tepkilerini göstermek için
sadece benim gibi Zaman yazarları ve çalışanları değil, başka gazeteciler
yanında CHP milletvekilleri de vardı. Bunun neresi bir suç delili olarak
mütalaa edilebilir, anlamak mümkün değildir.
Şahin Alpay: 14 yıldır köşe yazdığım gazeteye
el konulmasına duyduğum tepkiyi göstermek amacıyla Zaman binasına gittiğim,
orada bir de konuşma yaptığım doğrudur.
Şahin Alpay: Zaman’da yazarak muhafazakâr kesimlerin
demokrasinin ve hukuk devletinin erdemlerini kavramalarına bir katkım
olabileceğini düşündüm.
Şahin Alpay: Zaman ciddi bir gazete olmak,
toplumun tüm kesimlerine seslenmek arayışıyla çok farklı görüşte yazarlara
sayfalarını açıyordu. Ben de özgürlükçü demokrasiyi savunan görüşlerimle, Zaman’ın
okurlarına hitap etmekte yarar gördüm.
Şahin Alpay: Evet, Zaman’da yaklaşık 14 yıl süreyle
köşe yazarlığı yaptım. Ondan önce Cumhuriyet, Sabah ve Milliyet gazetelerinde
de yazarlık ve editörlük yaptım.
Şahin
Alpay savunma yapıyor: İddianamedekilere ek olarak sunulan delillerin
çoğu, tıpkı iddianamedeki delillerin tamamı gibi, Zaman gazetesinde yazdığım
yazılardan oluşmakta.