İlahiyatçı – yazar İhsan Eliaçık, İran, Suudi
Arabistan ve Türkiye’de ateizme yönelenlerin sayısının hızla arttığını
belirtti. Eliaçık, “Türkiye’de de hızlı bir dinden kaçış var. İnsanlar
bana ‘İslamiyet bu mu? Peygamber bunu yapmış mı? Eğer öyleyse ben Müslüman
değilim’ diyor. Yüz kişiden ancak 10 kişiyi durduruyorum” ifadesini
kullandı.
Demokratik Toplum Kongresi tarafından düzenlenen
‘Ortadoğu’da birlikte yaşam için İslam’ın mesajı ve haklarımız’ konulu panele
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, ilahiyatçı- yazar İhsan Eliaçık, eski MAZLUM-DER
Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Prof. Dr. Nurettin Turgay ve eski HDP Erzurum
Milletvekili Seher Akçınar Bayar katıldı. Panelin gündemini bir süre önce
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği ‘İslam’ın güncellenmesi’
oluşturdu.
Panelde ilk sözü alan İhsan Eliaçık, üç Müslüman
ülkede ateizmin arttığını öne sürdü. Eliaçık, şunları söyledi:
”Bir arada yaşamak için İslam ne diyor, mevzu bu.
Dillerden düşmüyor, İslam’ın güncellenmesinden söz ediyor, bazı din adamları
çeşitli fetvalar veriyor. Din bir türlü doğal haliyle durmuyor, siyasetçilerin,
zenginlerin elinde evirilip çevriliyor. Allah peygamber deyip, para topluyor.
Allah deyince sanki tüm kapılar açılıyor. Allah deyince insanlar her şeyi kabul
ediyor ve bu istismara açık hale getiriyor. Din bu adamların elinde can çekişiyor.
Hızlı bir şekilde dinden kaçış ve ateizme gidiş var 3 ülkede. Biri İslam’ın baş
şehri Suudi, diğeri İran, üçüncüsü de Türkiye. Din adına bir şeyler yapılıyor.
İslamiyet bizim aracılığımızla yayılacak diyor. Türkiye’de de hızlı bir dinden
kaçış var. İnsanlar bana ‘İslamiyet bu mu? Peygamber bunu yapmış mı? Eğer
öyleyse ben Müslüman değilim’ diyor. Yüz kişiden ancak 10 kişiyi durduruyorum.
Böyle bir ortamda İslam’dan bahsetmek biraz zor. Kürtler ile ilgili bölümü var.
Büyük yaralar açmış bir olaydır. Kürtler ve Türklerin bir arada yaşaması için
bu coğrafyada gerekli referans İslamiyet’te var. Bunun en çarpıcı örneği
peygamberin yaptığı Medine Sözleşmesi’dir. Medine Sözleşmesi’ne ihanet ettiler.
İslam tarihi kendi tarihini yaşamamıştır, Kerbela’da gömülmüştür, bundan
sonrası saltanat ve iktidar davasından başla bir şey değildir. Kerbela’dan
sonra bu iş bitti, ondan sonra Müslüman kılıfı altında yeniden hortlamadır. Ya
bir rönesans ve reform hareketi başlatacağız ya da bu iş bitti diyeceğiz.”
“Ben AKP meselesinin bittiği kanaatindeyim. Ondan
sonra hepsi tekrardır, suça bulaşmıştır ve yaptığı her şey manevralardır. Şu an
yaşananlar zarardan başka bir şey değildir. Türkler, Kürtler, Araplar
konfederal bir sistem içinde yaşayabilirler. Kürtlerin Müslümanlığını çok
önemsiyorum, Kürtler bulundukları coğrafyada tarih boyunca üç Müslüman milletin
içinde yaşamış ve bu üç Müslüman ümmetin zulmüne uğramış, Araplar, Farslar ve
Türkler. Yani Kürtler İslam’ın ekmeğini yememiş buna rağmen bugün Kürtler biz
Müslümanız diyorsa, tüm bunlara rağmen ısrar ediyorsa bence buna şapka çıkarmak
lazım.”
“Din araçsallaştırılıyor”
Eski HDP Erzurum Milletvekili Seher Akçınar Bayar,
dine bakış açısını eleştirdi. Bayar, “Yasin Aktay Silopi’de Taybet ananın
cenazesinin bir haftada sokakta kalması ve İslam’da bunun ne kadar günah
olduğunu bilir. Kobani’de IŞİD tarafından katledilen insanların cenazelerinin
Türkiye getirilmesine izin verilmemesi, bunların iktidar İslamcılarının bakış
açısını gösterir. Genel itibariyle bu süreçlerde Aysel Tuğluk’un annesi Hanım
Tuğluk’un cenazesine yapılanlar; böyle bir örneğe rastlamadım. İster İslam
ülkesi ister İslam ülkesi olmasın, bunu hiçbir yerde görmedim. Toprağın kabul
ettiğini bunlar kabul etmiyor. İnsanlar linç ederken bir yandan da tekbirler getiriyor.
Ben bu insanlarla aynı dinden değilim öyle ise. Bu insanların kendi
iktidarlarını ayakta tutabilmek için dini araçsallaştıranlardır. Kürtler çoğu
zaman ümmet adı altında terbiye edilmeye çalışılmıştır. Afrin’e operasyon
yapılıyor, tüm camilerde Fetih süresi okunuyor. Fetih suresinin gelişi belli,
meali belli. Dini araçsallaştırarak bu yapılıyor ”dedi.
Hak ve Adalet Platformu üyesi aktivist Ömer Faruk
Gergerlioğlu ise Türkiye’nin ayrışmaya gittiğini söyledi. Gergerlioğlu, “Bu
topraklarda neden demokrasiyi konuştuğumuz çok iyi anlaşılıyor. Parti devleti
haline dönüştüğümüz, çok iyi görülüyor. Birlikte yaşayabiliriz ama bu birlikte
yaşam değildir. Birisi efendi, birisi köle olduğu zaman haklar gasp ediliyor bu
birlikte yaşam değildir. Şu anda çok iyiye gitmiyor, birlikte yaşama gitmiyor.
Toplumdaki kutuplaşma artıyor. OHAL yönetimi uygulandı ve büyük mağduriyetler
yaşandı. Sayılar korkunç. Yıllardır, barış ve demokrasiyi anlatıyoruz ama
insanlar anlamadı. Şimdi bazı şeyleri anlamaya başlıyorlar. Bu topraklar da
bazı şeylerin anlaşılması için herkesi bir şok mu yaşaması gerekir. İslam’ın
mesajı önemli ama Müslümanların haberi yok. 28 Şubat’ta Kocaeli’de başörtüsü
eylemleri yapardık, ‘başörtüsüne özgürlük herkese adalet’ diye slogan atardık
ve o gün orada olanlar bugün iktidar” şeklinde konuştu.