HDP eski Eş Genel Başkanı Demirtaş, çıkarıldığı mahkemedeki savunmasında, 2010 referandumuna değinerek, “Öcalan’ın el yazısıyla bir bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘evet’ oyu vermemiz için yapıldı bu. İnkar edilirse burada tanık dinletiriz.” dedi.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davada, 460 gün sonra savunmasını yapıyor.Demirtaş, savunmasında ayrıca, 2010 referandumuna değinerek, “Öcalan’ın el yazısıyla bir bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘evet’ oyu vermemiz için yapıldı bu. İnkar edilirse burada tanık dinletiriz.” dedi ve 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde İmralı üzerinden adaylığının geri çektirilmeye çalışıldığını söyledi.HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığı ana davanın ikinci duruşmasında, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki salonunda görülen duruşma öncesi polis çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. Duruşmaya HDP’nin yeni eş genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan’ın yanı sıra 30’a yakın milletvekili ve parti yöneticileri katıldı. Duruşmayı izlemek için gelen Alman Büyükelçisi Martin Erdmann ve bazı yabancı heyetler, gerekli izinleri almadıkları için duruşmaya alınmadı. Sarı basın kartı bulunmayan yerli ve yabancı basın mensupları da duruşmaya alınmadı. Demirtaş’ı savunmak üzere yüze yakın avukat da duruşma salonundaki yerini aldı.Tutuklu yargılandığı dava için ilk kez hakim karşısına çıkan HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “31 fezlekeden savunmam isteniyor, ancak gizlilik gerekçesiyle sadece 1 fezleke tarafıma tebliğ edildi” dedi.Demirtaş, iddianamenin mahkemece kabul edilmesine itiraz ederek, milletvekili olması nedeniyle hakkında 15 aydır tutukluluk incelemesi yapılmadığını söyledi.HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanmasına yol açan davanın duruşması için Edirne Cezaevi’nden Ankara’ya getirildi.19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ‘güvenlik’ ve Ankara Adliyesi’ndeki salonun küçük olması gerekçeleriyle Sincan Cezaevi Kampüsü içinde yer alan duruşma salonuna alındı.
DEMİRTAŞ: ALGI OPERASYONU OLUŞTURULDU
Gazete Duvar’ın haberine göre; tutuklu bulunduğu davanın ikinci duruşmasında savunmasına başlayan Demirtaş, öncelikle iddianamenin kabulüne ilişkin itirazlarını dile getirdi; dokunulmazlıkların kaldırılmasından önce medyaya taşınan manşetlerle bir algı operasyonu oluşturulduğunu ifade etti.Bu davada ilk kez hâkim karşısına çıkan Demirtaş, kimlik tespiti sırasında işinin sorulması üzerine, “Meslek olarak avukatım, şu an milletvekiliyim” dedi.İddianame okunmadan önce söz alan Demirtaş, dokunulmazlığı düzenleyen “Anayasa 82 ve 83. madde” kapsamında itirazlarda bulundu. Demirtaş şunları söyledi:
MİLLETVEKİLİNİN GÜCÜ SÖZÜDÜR, YARGILANAMAZ
Dokunulmazlığın sağlanması parlamento ve milletvekillerini, korumak Meclis’in yasama yetkisini korumaktır. Milletvekilleri yargılanmaz değil. Ama usule uygun yargılanır. Milletvekilinin yargılanamayacağı bir konu var bu da mutlak dokunulmazlıktır. Bunun nedeni milletvekilinin söz söyleme hakkıdır. İfade özgürlüğünü aşan, içeriği suç oluştursa dahi sorumlu tutulamaz milletvekili konuşmalarından. Milletvekilinin asıl gücü eyleminden çok sözüdür. Bu konuda soru sorulamaz, ifadeye çağrılamaz.
MİLLETİN İRADESİNİ KORUMAK ZORUNDAYIM
İddianame adı altında sunulan belgeye dair de açıklama yapmak istiyorum. Benim aklanma hakkım da var. Ama benim terör örgütü kurduğum iddia ediliyor. Benim buna cevap vermem gerekiyor. Ben bir şahıs değilim, yargılanmadan asla korkmam. 1300 soruşturma açtılar, tamamen konuşmalarımla ilgili. Ben kişi olarak davranamam, milletin iradesini korumak zorundayım. Savcılıkların, Adalet Bakanlığı isteği doğrultusunda karar aldığı bir süreçte her fezlekeye şüphe ile yaklaşmak gerek.
Demirtaş konuşmasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili sözlerini hatırlattı. Bu sırada Mahkeme başkanı “Usule ilişkin itirazlarınızı açıklayın, başka konulara giriyorsunuz” diye müdahale etti. Demirtaş, “Dokunulmazlık bu kadar önemli böyle olacaksa savunma yapmam o zaman. Dokunulmazlığı kaldıran Erdoğan’sa buna dair söz söylemem gerek” dedi.
”DEMİRTAŞ UZAYLI’ DESELER TOPLUMUN YARISI İNANDIRILIRDI
Bu sırada mahkeme salonunda bazı itirazlar oldu. Mahkeme Başkanı, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu’na, “Seyirciler dinlemek zorunda. Sıfatınız ne olursa olsun dinlemek zorundasınız” dedi. Kerestecioğlu ise 30 yıllık avukat olduğunu belirterek, usulü bildiğini söyledi.Dokulmazlıklar kaldırılmadan önce Erdoğan’ın açıklamaları ve gazetelerde yapılan haberlere dair bir dizi örnek veren Demirtaş “Bu kadar yayını ‘Demirtaş uzaylı’ diye yapsalardı Türkiye’nin yarısı benim uzaylı olduğuma inandırılmıştı” dedi.
İÇTÜZÜK KANARYA SEVENLER DERNEĞİ TÜZÜĞÜ DEĞİL
Dokunulmazlığın kaldırılmasında siyasi saiklerle hareket edildiğini, amacın HDP’yi siyasetten tasfiye olduğunu söyleyen Demirtaş, dokunulmazlık sürecinin ayrıca İçtüzük hükümlerine aykırı olduğunu kaydetti ve ekledi: “İçtüzük, Kanarya Sevenler Derneği tüzüğü değildir, İçtüzük anayasanın önemli bir parçasıdır.”
KİŞİYE ÖZEL ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ
Usule uygun Meclis kararı bulunmadığını, anayasa değişikliğiyle geçici madde koymanın Meclis kararı olmadığını söyleyen Demirtaş, bu süreçte CHP’nin tavrına da dikkat çekti. Demirtaş, “Anayasaya aykırı bir düzenlemeye evet derken ne oldu, işte CHP milletvekili de içeride” dedi.CHP, Anayasa Mahkemesi’ne götürmediği için yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçemediğine dikkat çeken Demirtaş “Anayasa değişikliği kişiye özel yapılamaz. 132 milletvekilinin milletvekilliğini kaldırmak kişiye özgü düzenlemedir” diye konuştu.
3 BİN KİŞİ BİR ANDA SUÇ İŞLEME KARARI MI ALDI?
Politik saiklerle, anayasaya aykırı, kişiye özel bir düzenleme yapıldığını söyleyen Demirtaş “1 yıl içinde 3 bin arkadaşımız tutuklandı. HDP durup dururken suç işleme kararı mı aldı” diye sordu.Dokunulmazlıkları politik gerekçelerle kaldırılıp asılan başbakan olduğunu, geçmişte cezaevine girmeyen genel başkan bulunmadığını vurgulayan Demirtaş “Hepsi olağanüstü dönemlerin mahkemeleriydi. Şimdi de OHAL döneminde başka bir partinin siyasetçileri olarak yargılanıyoruz. Şu dakikaya kadar adil yargılanacağıma dair en ufak izlenim edinmedim” ifadesini kullandı.
BİZ BU ÜLKENİN PARYALARI DEĞİL EVLATLARIYIZ
Tutuklu yargılandığı dosyayla ilgili eleştirilerde bulunan Demirtaş şöyle devam etti: “Benim itirazlarımı dinlemeniz lazımdı. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu vatanın evlatlarıyız. Biz bu ülkenin paryaları değiliz. Adalet mülkün temelidir. Sarsılırsa mülk sarsılır. Yargıçların hukukun egemenliği ilkesini sonuna kadar savunması gerekir. Yapmazsanız sıkıntı olur. Yaparsanız ne olur yurttaş sıkıntı yaşar. Türkiye batmaz. Demokratik bir ülke olacak. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Bu suçu işleyenler yargı önünde hesap verecekler.”
Demirtaş konuşmasının sonunda itirazları doğrultusunda yargılamanın durdurulması, düşürülmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı itirazları değerlendirmek için ara verdi.
İDDİANAME DEĞİL İFTİRANAME
Daha sonra tekrar söz alan ve iddianame için “iftiraname” diyen Demirtaş savunmasında, “Benim suçlu olduğuma benim söylediklerime bakarak karar vermeyeceksiniz. Benim hakkımda söylenenlere bakarak karar vereceksiniz. Bu nedenle ben benimle ilgili söylenenler hakkında konuşacağım” dedi. “Ailelerin, çocukları için avukatlara değil AKP başkanlıklarına gittiği” bir dönem yaşandığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti:“Halkın iradesine inanmayan liderin kalıcılığı yoktur ama onlar kendi dönemlerinin majesteleridir bu da gerçektir. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan, ‘milletin vekili tutuklu yargılanamaz bu milletin iradesine aykırıdır’ desin içeride milletvekili kalmaz. Böyle tahliye olacaksam hiç olmayayım. Benim dosyam üzerimde yargılamaya kim boyun eğer bilmiyorum ama ben boyun eğmeyeceğim. Bu bir kumpas davasıdır. Zorba iktidarların rüyası halkın kabusudur. Her imparatorun rüyasının arkasından koşulmaz.”
BUNLAR İMRALI’DAN TALİMAT ALIYOR’ SUÇLAMASINA YANIT VERDİ
Duruşmaya verilen aranın ardından savunmasına devam eden Demirtaş, kendilerine iktidar cephesinden yapılan “Bunlar İmralı’dan talimat alıyor” şeklindeki suçlamalara dair çok önemli açıklamalarda bulundu.Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Demirtaş, “Şahsımla ilgili de özel bir hassasiyeti var. Sadece partimle ilgili değil. 2010 referandumunda partim boykot kararı aldı. Bizim üzerimizde ‘evet’ oyu verilmesi için baskı oluşturuldu. O dönemde partimin içinde olmadığı bir çözüm süreci vardı. Oslo süreci olarak bilinen Hükümet ve PKK yetkililerinin yüz yüze görüştüğü süreç. Anayasa teklifi sunuldu. Biz 2 şeye itiraz ettik. Birincisi kimlikle ilgili düzenleme olmamasına, ikincisi de HSYK ve yüksek yargıyla ilgili düzenlemelerdeki tehlikelere dikkat çektik. Diğer maddeler mavi boncuk olarak yer aldı.
BAKANIN KENDİSİ İMRALI’DAN YAZI GETİRDİ
Boykot kararı aldık. Ne yaptılar biliyor musunuz? ‘Bunlar İmralı’dan talimat alıyor’ diyorlardı ya. Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla Bakanın kendisi İmralı’dan yazı getirdi. Bana getirdi. Niye, referandumda hem parlamentoda hem dışarıda ‘evet’ oyu vermemiz için. İnkar ederlerse tanıkları burada dinleteceğim. Kabul etmedik. Hem yazıda öyle bir şey yok. Abdullah Öcalan’ın el yazısı. Defalarca adada, 8 defa ben İmralı’ya gittim. Yazı şu: ‘Partimiz hangi kararı verirse saygı duyuyoruz. Ama Anayasa değişikliği acaba yeni bir diyaloğun, çözüm sürecinin önünü açar mı, parti olarak değerlendirmenizi rica ediyorum.’
Destekleyin ya da desteklemeyin demiyor. Bunu İmralı’nın talimatı diye hükümet getirdi. Bizim İmralı’dan talimat aldığımızı söyleyenler Öcalan’ın el yazısıyla getirdi. Kabul etmedik. Boykot tavrımızı sürdüreceğiz dedik, uzlaşı istiyorsanız diğer maddelerdi. HSYK ve dil kimlik ile ilgili değişiklikleri geri çekin dedik. Kabul etmedik.
PARTİMİZE KARŞI SİYASİ BASKIYI BAŞLATAN BİZATİHİ KENDİSİDİR
Majesteleri öfkelendi tabi, ‘Hani İmralı’dan talimat alıyorlardı’ demiş bakanlarına. Onlar da ‘bilmiyoruz vallahi’ demişler. Bizimle ilgili asıl kriz, o zaman başladı. Sen misin biz Oslo’da çözüm süreci yürütürken, benim Anayasa değişikliğimi desteklemeyen. Partimize karşı siyasi baskıyı başlatan bizatihi kendisidir.”
ADAYLIĞIMDAN RAHATSIZ OLDU!
Bu sözlerinin devamında “Niye bu iddianameler siyasi saiklerle hazırlandı, niye benimle husumeti var anlatıyorum. Tanıklarını da dinleteceğim” diyen Demirtaş, devamında şunları söyledi: “2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi. 2014’te de İmralı çözüm süreci vardı. Hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olma talebim yoktu. Ama partim beni aday gösterme kararı aldı. Onur duydum. Ne yaptı, İmralı üzerinde adaylığımı geri çekme baskısı yaptı. Tanıkları var. Devlet adına görüşmeyi yürüten heyet, ‘Beyefendi (Erdoğan) çok rahatsız oldu adaylığınızdan, hem çözüm süreci yürütüyor hem niye aday oldunuz’ dedi. Biz kendisinin kölesi miyiz? Cevabım buydu. Biz demokratik siyaseti güçlendirmek için çözüm süreci yürütüyoruz. Biz PKK’ye silah bıraktırmak için uğraşıyoruz da HDP’ye siyaseti bıraktırmak hedefler arasında değil. Biz demokratik siyasette güçleneceğiz deyince niye rahatsız oluyor? Çözüm sürecinin ruhuna bu aykırıdır.
Kampanyasının ortasında, gene tanık dinletebilirim, şu anda yüksek bürokraside görevli birisi geldi ve ‘beyefendi çok rahatsız’ dedi. ‘İkinci tura kalmamım kendisi açısından ne yararı var, çözüm sürecini hiç mi düşünmüyor.’ Çünkü anketler yüzde 10’un üzerinde gösteriyor beni, diğer aday Ekmelettin İhsanoğlu beklenen oyu alsaydı, ikinci tura kalıyordum. Cevabım aynen şu oldu: Kendisine söyleyin demokratik siyasete inanıyoruz. Demokratik bir şekilde de çalışmamızı yürütüyoruz. Bunun çözüm sürecine nasıl aykırı olduğunu iddia edebilir. Ben aday oldum son güne kadar da kampanyayı en güçlü şekilde yürüteceğim.
İnanamıyorum, niye uğraşsın ki koskoca cumhurbaşkanı bir siyasetçiyle niye uğraşsın. Uğraşır, uğraşacak çok şey bulur. 7 Haziran seçiminde parti olarak seçime girmeyelim diye İmralı üzerinden bize baskı yapmaya kalkıştılar. Devlet İmralı Heyeti; ‘Çözüm sürecine aykırıdır’ dedi. ‘20-25 milletvekili neyinize yetmiyor, bağımsız girersiniz’ dedi.
Niye, AKP’ye 400 milletvekili lazım. Tek başına Anayasa değiştirecek. Bir gün sonra HDP, PM kararı olmamasına rağmen parti olarak seçime gireceğini açıkladı. Partim 7 Haziran’da parti olarak seçime girmeliydi. Doğru yaptı. PM de hemen ardından oy birliği ile bu kararı aldı. Çünkü kendisi engellemeye çalışıyor. Kandil’in, İmralı’nın talimatlarıyla Demirtaş şunu yaptı diyenler, bana bunları yaptırmaya çalıştılar.”
DEMİRTAŞ’A ÇİN SEDDİ!
Mahkeme Başkanı ara verdikten sonra Demirtaş’ın çevresindeki jandarmalar ayağa kalktı, Demirtaş’ın çevresinde ellerini birbirinin omzuna atarak bir çember oluşturdu. Bu manzara avukatlar ve siyasetçilerin “Bu nedir? Çin Seddi mi kuruldu? Halay mı çekiliyor” itirazlarına yol açtı. Mahkeme Başkanı güvenlik için olduğunu söylerken bazı milletvekillerinin Demirtaş’ın elini sıkmasına izin verildi.