kurumlarından Deakin Üniversitesi ’de, İslami İlimler Kürsüsü açıldı.
Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Jane Den Hollander açılışta yaptığı
konuşmada; “Din ve inançlara karşı gittikçe artış kaydeden ayrımcı ve
hoşgörüsüz bir tablo söz konusu. Üniversiteler, farklı din ve kültürlere
açılması bakımından toplum için birleştirici unsur taşıyor ”dedi.
Avustralya’nın
önde gelen eğitim kurumlarından Deakin Üniversitesi bünyesinde açılan İslami
İlimler Kürsüsü’ Melbourne’de düzenlenen törenle resmen faaliyete geçti. ‘Alfred
Deakin Institute for Citizenship and Globalisation’ bölümünde hizmet verecek
olan kürsünün açılışına, yurtiçi ve dışından katılan davetlilerin yanı sıra, Deakin
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Jane Den Hollander, Victoria eski
Valisi Prof. Dr. David Kretser, Kültürlerarası Diyalog Merkezi ve Selimiye
Vakfı Yöneticileri ile Üniversite’nin Öğretim Üyeleri ve diğer misafirler
iştirak etti. Atılan bu adımla, Deakin Üniversitesi’nde, İslami İlimler
konusunda lisans eğitimi verilecek olması, büyük sevinçle karşılandı. Program,
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kürsü için göndermiş olduğu mesajın okunmasıyla
başladı. Gülen mesajında, üniversite yönetimini tebrik etti. Kürsü haberini,
büyük bir memnuniyetle öğrendiğini belirten Fethullah Gülen; “Bu kürsü, kısmen
cehalete dayanan korku ve özeleştiri yapma eksikliğinin, dünya çapındaki
düşmanlık ve şiddetli kavgalara katkıda bulunduğu bir zamanda kuruluyor.
Üniversitenin bu kürsüyü kurma kararı çok önemlidir”dedi.
GÜLEN:BASKILARA RAĞMEN ATILAN BU ADIM, İFADE
ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Böyle bir
adımın, aynı zamanda, Deakin’ın ifade özgürlüğüne bağlılığının da bir beyanı
olduğuna dikkat çeken Gülen, siyasi kaygılar nedeniyle, her türlü baskılara
rağmen böyle bir adımın atılmasının, bilimsel araştırma prensipleri ve düşünce
özgürlüğü açısından da son derece önemli olduğunu kaydetti. Gülen mesajını
şöyle tamamladı: “Başta da işaret edildiği gibi, bu kürsünün kuruluşu,
insanlığımız adına tarihte kritik bir döneme denk gelmiştir. Kısmen cehaletten
kaynaklanan korku, öfke ve şiddetli çatışma haberleri her gün gündemi işgal
ediyor. Ne yazık ki insanların birbirine karşı tavır ve uygulamalarından
bazıları binlerce yıl öncesindekilere benziyor. İlim tek başına insanlığın
sorunlarını çözemez ama ilim, bağnazlıkla savaşta önemli bir araçtır. Deakin
Üniversitesi, İslami Araştırmalar ve Kültürlerarası Diyalog çalışmaları
sahasında bu kürsüyü kurarak ilim yoluyla açık fikirli ve kucaklayıcı zihinler
yetiştirme konusundaki kararlılığını gösteriyor. İnsanlığa ilim yoluyla
hizmet maksadıyla böyle bir teşebbüse imza attıkları için Deakin
Üniversitesi’ne ve yönetimine teşekkür ediyorum.”
MANSOURİ: KÜRSÜ, DÜNYADAKİ PROBLEMLER ÜZERİNDE
ARAŞTIRMA YAPACAK
konuşmasını yapan Küresel Araştırma Enstitüsü (Alfred Deakin Institute for
Citizenship and Globalisation) Direktörü Prof. Dr. Fethi Mansouri, Deakin’de
böyle bir alanda böyle bir bölümün açılmasından dolayı çok heyecanlı
olduklarını söyledi. Kürsünün açılmasıyla birlikte, söz konusu bölümde İslamiyet’le
ilgili konuların öğretileceğine dikkat çeken Mansouri; “Bu adımla, sadece
Avustralya’da değil, özellikle Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerle ilgili
problemler ve gerilimler üzerine de de önemli araştırmalar yapılacak ”dedi.
HOLLANDER: FARKLI YAŞAM TARZLARINI BİR ARADA
TUTMAYA ÇALIŞIYORUZ
Kürsünün
açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Jane Den Hollander ise;
günümüzde din ve inançlara karşı gittikçe artış kaydeden ayrımcı ve hoşgörüsüz
bir tablonun söz konusu olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Hollander,
üniversitelerin farklı din ve kültürlere açılmasının toplum için birleştirici
unsur taşıyacağını belirterek, bu tür fırsatların çok iyi değerlendirilmesi
gerektiğini söyledi. Farklı düşünen ve yaşayan insanların bir arada, uyum
içinde yaşamalarına katkıda bulunmak için çalıştıklarını ifade eden Hollander,
üniversitelerinin bünyesinde böyle bir kürsünün açılmasının önemli bir fırsat
olduğunu belirtti. Şiddete karşı barış, tahammülsüzlüğe karşı hoşgörü, istikrar
ve ekonomik kalkınmayı teşvik eden en önemli araçlardan birinin kültürlerarası
diyalog olduğuna işaret eden Hollander;“Aynı zamanda kültürlerarası diyalog
insani değerleri ön plana çıkararak, ortak paydada buluşturuyor. Diyalog,
farklı inançlar arasındaki söylem ve işbirliğinin temelini oluşturacaktır. Ne
olacağı öngörülemez olan dünyamızda barış için ve açık iletişim açısından
diyalog çok önemli “dedi.
YILMAZ: SELEFİZM VE İSLAMOFOBİA, İSLAMA ZARAR VEREN
İKİ TEMEL UNSUR
Siyaset
Bilimcisi Prof. Dr. İhsan Yılmaz da yaptığı konuşmada, İslam dünyasının içinde
bulunduğu üzücü tabloya işaret etti. Günümüzde İslam’ın bir taraftan şiddet
yanlısı ‘Cihadi Selefizm’ diğer taraftan ise ‘İslamifobia’nın nefretiyle
karşıya karşıya olduğunu vurgulayan Yılmaz, aslında birbirine zıt gibi görünen bu iki olumsuz faktörün
İslamiyet’in aleyhine aynı noktada buluştuğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Yılmaz;
” Cihadi Selefizm ile İslamifobia ideolojik faktörü, İslamiyet’in aleyhinde
sürekli ve karşılıklı birbirlerini destekleyen unsurlardır. Ne yazık ki, bu iki
etken, Müslümanların barış içinde yaşamalarını engelliyor ve tehdit ediyor.
Günümüzde İslami makaleler bu zaman diliminde donmuş durumda. Bu da ilmin
gelişmesinde kriz meydana getirmiştir ’’dedi. Geleneksel İslam alimlerinin
kendilerini geliştiremediklerinden ve bugünkü problemlere çözüm
üretemediklerinden dolayı, mevcut sosyal, siyasal ve kültürel problemlerin
gittikçe daha ağır bir hal aldığını söyleyen Yılmaz, açılışı yapılan kürsünün
bu açıdan önem arz ettiğini söyledi.
KÜRSÜYLE, İSLAMOFOBİA ÖNYARGILARINI KIRMA
HEDEFLENİYOR
Öte yandan
Avustralya’nın önde gelen üniversitelerinden Deakin Üniversitesi bünyesinde
faaliyet gösterecek olan İslami İlimler
Kürsüsü’ ülkede, ikinci kürsü’ olma özelliğini taşıyor.İlki 2007 yılında Avustralya Katolik Üniversitesi (Australian Catholic University- ACU) bünyesinde kürsü açılmıştı. Kürsünün tüm masraflarını
üstlenen Deakin Üniversitesi, ilk etapta üç yıl boyunca akademik araştırmalar
yapacak. Kürsü, İslami ilimler dalında diploma, yüksek lisans ve doktora
eğitimi vereceği gibi, İslam tarihi ve kültürü, batıdaki Müslüman toplumları ve
kültürlerarası diyalog konusunda da akademik araştırmalar yapmaya zemin
hazırlayacak. Ayrıca, dünyanın çeşitli bölgelerinden öğrenci ve
akademisyenlerin de Avustralya’da eğitim alması ve özellikle de İslam
coğrafyasını yakından ilgilendiren İslamofobia gibi önyargılarla mücadele
ve Müslümanları ilgilendiren güncel
meseleler üzerine araştırmaların yapılması hedefleniyor. Ayrıca, çokkültürlü bir yapıya sahip olan Avustralya
toplumunun barış ve huzuruna katkıda sunması ön görülüyor. Çokkültürülüğün
devlet politikası olarak yürütüldüğü, demokrasi ve özgürlüğün kurumsallaştığı
Avustralya’da, 248 ülkeden etnik grup, 200 çeşit dil ve 115 farklı inanç
mensubu bir arada diyalog ve hoşgörü içinde yaşıyor.
GÖRÜŞLER:
Prof.Dr. Gary
Bouma: Kürsünün açılışını tebrik ederim. Şüphesiz bu kürsü, önemli bir rol üstlenecek.
Avustralya’da laik bir üniversitede bu kürsüden önemli beklentiler var.
Prof. Dr. Greg
Barton: Bu kürsünün açılacağını birkaç yıl önce duydum ve çok sevindim.
İslamiyet dünyaya büyük katkılar sağlayabilir. Zor bir zamanda yaptığınız bu
çalışmalar daha büyük gayeler adına çok önemli.