Sevda Boduroğlu’nun Hürriyet birinci sayfayı onaylamadan gazetenin Almanya’da baskıya girmeyeceğini bırakın yayınla ilgili ekip, matbaa personeli bile bilir. Hele de böylesine kritik ve kesinlikle mahkeme konusu olacak bir haberi Sevda Boduroğlu görmedim diyorsa kesinlikle yalan söylüyordur.
Bir arkadaşım beni arayıp Zekeriya Öz’e dair bir haberde benim ev adresimin kapı nosuna kadar yazdığını söyleyince önce çok önemsemedim. İç sayfalarda bir haberin içinde geçiyor olacağını düşündüm. Fakat gazeteyi görünce şok oldum. Adres ve ismim hem gazetenin manşet spotlarında hem de 10. sayfaya yine manşetten konulan haberde yer alıyordu. Yani biri manşetten olmak üzere iki kere yazılmıştı.
Hedef gösterilmeyi anlamıştım ama, hedefin tam 12’sine konulmak anlaşılır gibi değildi…
Olay üzerine Hürriyet Genel Müdürü Sevda Boduroğlu’nu aradım. Bana özetle “Haberi gazete basılmadan önce görmediğini, basılmış gazeteyi ertesi gün görünce üzüldüğünü, haberi okur okumaz “ya bu bizim Mahmut Çebi’dir” dediğini, haberin yanlış yapıldığını, Almanya’daki Hürriyet’in internet sitesinden kaldıracağını, Sedat’a (Türkiye Hürriyet Yayın Yönetmeni) söyleyip onların kaldırmasını veya düzeltmelerini isteyeceğini, kendisinin başka yapacak bir şeyi olmadığını, istersem mahkemeye gidebileceğimi” söyledi.
Daha sonraki görüşmemizde ise Sedat’ın da haberi yayınlanmadan önce görmediğini ama ona bir türlü ulaşamadığını o yüzden habere dair başka bir şey yapamayacağını ifade etti. Bana Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’le irtibat kuracağım bir numara vermedi, Türkiye’den herhangi bir şahsa da yönlendirmedi.
Bir nevi “ne halin varsa gör” diyerek olayı kendince bitirdi.
Bu durumu Hürriyet’i ve Sevda Boduroğlu’nu iyi tanıyan kişilerle görüştüm. Onlardan aldığım bilgi ve izlenimler ise beni hedef gösteren asıl kişinin Sevda Boduroğlu olduğuna işaret ediyordu. Edindiğim bilgileri özetle paylaşıyorum.
Şimdilerde 58 yaşlarında bekar bir bayan olarak yöneticiliğini sürdüren ve 20 yılı aşkın süredir Hürriyet Avrupa Genel Müdürü olan Sevda Boduroğlu’nun Hürriyet’in sahibi Aydın Doğan’la çok özel ilişkisi vardır. Yayın Yönetmeni Sedat Ergin jenerikte onun üstünde görünse de Sevda Boduroğlu Hürriyet içinde ondan çok çok güçlüdür. Aydın Doğan’ın özel koruması altındadır.
Sevda Boduroğlu’nun Hürriyet birinci sayfayı onaylamadan gazetenin Almanya’da baskıya girmeyeceğini bırakın yayınla ilgili ekip, matbaa personeli bile bilir. Hele de böylesine kritik ve kesinlikle mahkeme konusu olacak bir haberi Sevda Boduroğlu görmedim diyorsa kesinlikle yalan söylüyordur.
Türkiye Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in de haberi görmediğini iddia etmesi ise harbiden salakça bir yalan. Bu devirde bir yayın yönetmeninin manşeti görememesi onun ancak hapse atılması ile mümkündür.
Haberi Almanya Hürriyet’in www.hurriyet.de adresinden kaldıracağını söylemesi ise tilki kurnazlığı. Çünkü bu site direk Türkiye Hürriyet’in sitesine yönlendirildiği için yok sayılır. Bu da tek kontrolde anlaşılacak salakça bir yalan.
Haberi görünce söylediği “Ya bu bizim Mahmut Çebi’dir” sözü ise tam onun tavrına uygun bir cümle. O bir şeyi hedefe koyduysa ona darbe vururken zevk almayı da ihmal etmez. Bu sözü sana söylemesi üstü kapalı olarak şu manaya geliyor “Ben bu haberi bile bile manşete koydum.”
Seninle görüşüp yapacak bir şey olmadığını söylemesi seni baştan pes ettirmek, mücadele azmini kırmak, yani bir nevi teslim olmanı sağlamaktır. Bu tavır yılanların avına zehir enjekte edip beklemesine benzer ki genelde başarılı olur.
Mahkeme gidebilirsen sözü ise yoruma gerek bırakmıyor. Açıkça “Biz bu haber için gerekirse mahkemeye bile gitmeyi göze alıyoruz. Sen de alıyorsan hodri meydan.” demiş.
Benim zehrin tesirinde kalmayıp, olayın üstüne gitmem, suç duyurusunda bulunmam, konuyu sosyal medyaya taşıyıp hemen herkesin bilgisinin olmasını sağlamam tezgahı bozmuş. Tetikçiyi tam tespit için yapmam gereken şeyi ise şöyle özetlediler:
Sevda Boduroğlu Sedat Ergin’e seninle ilgili haberi düzeltmesini ve hatta kaldırmasını söylese Sedat Ergin bunu anında yapar. İtiraz bile edemez. Çünkü ona itiraz Aydın Doğan’a itirazdır. Bu yazıdan sonra Sevda Boduroğlu Sedat’tan böyle bir talepte bulunmazsa bu tetikçiliği yapan ekibin bir üyesi değil, bizzat kendisi olduğunu ortaya koyar.
Görüştüğüm kişiler hem Sevda Boduroğlu’nun hem Sedat Ergin’in çocuğu olmadığını o yüzden içinde çocukların yaşadığı bir aileyi hedef göstermenin ne manaya geldiğini anlamayacaklarını öyle bir vicdani yapıya sahip olmadıklarını söylüyorlar. O yüzden genel tahminleri bu yazıya rağmen beni hedef göstermeye devam edecekleri yönünde.
Beni hedef gösteren haber 7 gündür Hürriyet’in internet sitesinde duruyor. Hürriyet benim açıklamama yer verdiği haberinde de yine gazetecilik cambazlığı yapıp hem açıklamamı kuşa çevirdi hem de Zekeriya Öz’ün benim evinde kalmadığını açıkça ifade etmedi. Bu durum hedef gösterilmeye devam edeceğime işaret ediyor, inşallah Sevda beni yanıltır…