Almanya’nın önde gelen Türk asıllı siyasetçilerinden Cem Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretine saatler kala Ahval’e konuştu.
İsmi, geçen yıl Almanya Dışişleri Bakanlığı için geçen Özdemir yakın zamana kadar Yeşiller Partisi’nin eşbaşkanlığını yürütüyordu. Erdoğan’a yönelttiği eleştirileriyle bilinen Özdemir, Cumhurbaşkanı’nın onuruna verilecek yemeğe katılacağını açıklamıştı.Erdoğan da 2014’te Özdemir’e şahsen saldırmış, ‘sözde Türk’ demişti. Alman Dışişleri Bakanlığı bu sözler üzerine Türkiye’nin Berlin Büyükelçisini bakanlığa çağırıp, protesto notası vermişti. Erdoğan 2016’da da Özdemir’e kan testi yapılması gerektiğini söylemişti.Özdemir, ekonomik krizinin sorumlusunun Erdoğan olduğunu vurguluyor ve krizden tek başına Erdoğan’ın sorumlu olduğunu savunuyor.Erdoğan’ın mali yardım için Berlin’e değil, IMF’ye gitmesi gerektiğini söyleyen Özdemir, Alman hükümetinin ziyaret sırasında insan hakları ihlallerini gündeme getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de vahim insan hakları ihlalleri yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da ağırlanmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Diyaloğu sürdürmek önemli. Uluslararası muhataplarınızı her zaman seçmeniz mümkün olmuyor. Zaman zaman demokratik hükümetler Putinlerle, Orbanlarla, Trumplarla ve Erdoğanlarla da konuşmak zorunda kalabiliyor.Ben Alman hükümetinin ziyaret sırasında Türkiye’nin demokratik kurallara ve insan haklarına saygı duymak zorunda olduğunu vurgulamasını bekliyorum. İfade ve basın hürriyeti teminat altına alınmalı.Türkiye’de insanların ciddiyetten uzak iddialarla tutuklanması ve aylarca hapis yatması kesinlikle hoş görülemez. Ekonomideki hızlı düşüş ve çözülüş Ankara’nın bizi biraz daha dinlemesini beraberinde getirmiş olabilir. Görünen o ki Ankara başta Almanya olmak üzere AB ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor.
Ekonomi çökmeye başladığında Erdoğan’a ilk yardım elini Almanya uzattı ve demokrasi, insan haklar gibi alanlara da pek değinmedi…
Dostlar dostlarına yardım eder. Özellikle de düştüğü durum kendi hatalarından kaynaklanmıyorsa. Ancak Erdoğan’ın durumu farklı. Ekonomik krizin tek sebebi kendisi ve güttüğü siyasettir. Krizden tek başına kendisi sorumlu olmasına rağmen komplo teorilerine sarılarak yabancı ülkeleri suçluyor.Eğer Erdoğan yardım almak istiyorsa kendisine Brüksel ya da Berlin’e değil şiddetle IMF’e gitmesini tavsiye ediyorum. Erdoğan’ın sorumsuz hareketleri uluslararası yatırımcıları korkutmaya devam ettikçe, durum iyiye gitmeyecektir.
Almanya göç konusunda hala Ankara’nın rehinesi mi?
Günümüzde göç ve savaş bölgelerinden kaçanlar sadece Almanya’yı değil, bütün ülkeleri etkiliyor. Ülkelerin kendi başlarına bu sorunla başa çıkma imkanı yok. Bu yüzden uluslararası işbirliğine ihtiyaç var. Göç konusunda sadece Türkiye’ye değil, Ürdün, Lübnan ve Irak’a da yardım etmemiz gerekiyor.Ayrıca Suriye’de savaşı bitirmek için elimizden geleni yapmalı, ülkede kalanların güvenliğini sağlamalıyız. Suriye, katil Esad’ın olmadığı bir geleceği hak ediyor. Ancak Türkiye’ye yapılan yardımlar Ankara’ya bir bağımlılık üretmemeli ve meşru eleştirilerimizi engellememeli.
Erdoğan’ın şahsen saldırdığı bir siyasetçi olarak bu ziyaretin Almanya’daki Türkleri nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Erdoğan’ın sürekli gerilim ve kutuplaştırma siyasetinin Avrupa’da yaşayan Türklerin entegrasyonunu son derece olumsuz etkilediğini uzun süredir görüyoruz. Erdoğan’ın ziyareti bu durumu düzeltmeyecektir. Bahse konu olan Türklerin bazıları 3-4 nesildir Almanya’da yaşıyor. Alman vatandaşlar, bu ülkede çalışıp, bu ülkede yaşıyorlar. Şüphesiz Almanlar. Şüphesiz bu ülkenin bir parçası hepsi. Erdoğan rejimi buradaki Türklere beşinci kol gibi muamele etmeyi durdurmalı.
Almanya’da ırkçılık tekrar mı hortluyor?
Chemnitz’de genç bir adam öldürüldü, iki arkadaşı da ağır yaralandı. Göçmen olduğu düşünülen saldırgan olay yerinden kaçtı. Bu tür olayların insanları üzmesi, öfkelendirmesi anlaşılabilir. Ancak AfD partisinin ve diğer fanatiklerin tepkisinin olayla ya da insanların öfkeleri ile ilgisi yok. Bu partilerin yaptığı saf ırkçılık.Chemnitz’i şahsen ziyaret ettim, taziyelerimi ilettim. Aşırı sağcılara karşı düzenlenen bir yürüyüşe katıldım, Neo-Nazilerin saldırdığı Yahudilere ait bir restoranı da ziyaret ettim. Milliyeti yada dini ne olursa olsun saldırıya uğrayan/tehdit edilen herkesin yanında olacağız. Ayrıca bu saldırıları düzenleyenler de şiddetle cezalandırılmalı