CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin borç batağı içinde olduğunu belirterek, “Sadece
borçları ödemek için borçlanamıyoruz; aldığımız borçların faizini ödemek için
de borçlanıyoruz” dedi ve AKPli Tayyip Erdoğan’a dokuz soru yöneltti.
CHP Parti Meclisi (PM) toplantısı
öncesinde konuşan Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden satır başları şöyle: “Türkiye, hanedanlık yapısı içinde
çürüyen bir devlettir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın internet sitesinde üst
yönetimin tablosu yayınlandı. Bir numaradaki kişinin hiçbir unvanı yok. Bu
kişi, çantacı olarak tanımlanıyor, hanedandan birisi. Nasıl oluyor da, bakan
yardımcılarından, müsteşarlardan üstte. Haber olunca baktık, siteden çıkarılmış
ama çantacı hâla göreve devam ediyor. Bakandan sonra en yetkili kişi.
Yandaşlara verdiğin milyar dolarlık ihaleleri Türk Lirası’na çevirsene
Enis
Berberoğlu, Eren Erdem neden hapiste. Osman Kavala niye hapiste. Nazlı Ilıcak,
Ahmet Altan… Düşüncelerini beğeniriz ya da beğenmeyiz ama bunlar sadece
kalemleriyle düşüncelerini ifade ettiler.
Eğer devleti demokratik
geliştirmezseniz süratle organize suç örgütüne dönüşebilir. Cumartesi
Anneleri’ne bakın. Yerlerde süründürüyorsunuz o yaşlı kadınları, anneleri. Ben
orantısız güç kullanan polislere bir şey demiyorum, talimatları verenlere
söylüyorum. Hangi gerekçeyle anneleri yerlerde sürüklediniz. Bir suçu var,
‘Oğlumun mezarı nerede’ diye sormak. Örgütlü suç devlette böyle
oluşur. Darbeler sonrası devlet organize suç örgütü niteliğine
kavuşmuştur. Faili meçhuller o dönemlerde olmuştur. Türkiye’nin bundan
kurtulması lazım.
Yasama
organına talimat veren kişi, Merkez Bankası’na mı talimat vermeyecek. Merkez
Bankası’nın dünyada da itibarı yoktur. Faizi, borsayı bir yükseltiyor, vurgunu
vurup parayı dışarı götürüyor. Fakir fukaranın parasını.
Doları
esas alarak yaptığınız ihaleleri TL’ye çevirin dedik. Müteahhit TC vatandaşı,
ihaleyi veren devlet; sizin dolarla ne işiniz var. Niçin dolarla yaptınız.
Karar almışlar, AVM’de dolarla kiralama olmayacakmış. Günaydın beyler günaydın.
Onu bırak da yandaşlara verdiğin milyar dolarlık ihaleleri Türk Lirası’na
çevirsene. Gücün yetiyor mu?
Bu
dış politikayla Türkiye’yi huzura çıkaramazsınız dedik. Suriye’de sıkışacağız.
Suriye’nin birliğini ve bütünlüğünü istiyorsanız Esad’la ilişkiye geçmek
zorundasınız. Dış politikada düşmanlık, kin olmaz. Mücadele ettiğimiz, denize
döktüğümüz bir ülkenin lideri Mustafa Kemal’e Nobel ödülü verilmesini önerdi.
‘Düyûn-ı Umûmiye
dönemine doğru gidiyoruz’
Ekonomiyi
yöneten yandaş müteahitler ve tefeciler. Borçla ekonomi yönetmeyiz diyor,
günaydın beyefendi! Düyûn-ı Umûmiye dönemine doğru gidiyoruz.
Lale
Devri’ni yaşıyoruz. Altlarında arabalar. Ekonomisi bizden daha iyi olan ülkenin
bakanı tarifeli uçakla giderken bizimki özel uçakla gidiyor. Ayağı değsin
istemiyor. Hovardalığa devam ediyorlar!
Sanki
benim kızımın çocuklarımın Amerika’da apartmanları var. Döviz baronlarıyla
sabah akşam beraber olan, ihale dağıtan sensin. Bir liralık ilişkimi ispat et,
siyaseti bırakırım. Ben seninkini her ortamda açıklarım, senden tık yok.
Erdoğan’a
9 soru soruyorum:
*Tarımı
bitir, çiftçiyi borç batağına sürükle. Tarım ürünlerini ithal et diyen dış
güçler miydi?
*Yandaşlarına
Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolar endeksli verdin. Daha çok kazansınlar
diyen dış güçler miydi?
*Yandaşlarına
dolarla gelir garantisi ver diyen dış güçler miydi?
*Yandaşlarının
sözleşme değeri 123 milyar dolar olan projelerine devleti kefil et diyen dış
güçler miydi?
*Dövizle
borçlanmalarına izin ver diyen dış güçler miydi?
*Türkiye’yi
Londra’daki bir avuç tefeciye teslim et diyen dış güçler miydi?
*‘Borç
alan emir alır’ diyordun, memleketi bu hale getirmek için emir veren dış
güçleri açıklayacak mısın?
*‘Borç
alan emir alır’ diyordun. Borç almak için Katar’ın kapısını çalmaya ve
yalvarmaya başladın. Şimdi Katar’dan mı emir alacaksın?” KAYNAK: DİKEN