‘Din, ümmetin
selâmetini, güçlü olmasını, dirlik ve düzen içinde bulunmasını istemektedir.
Dinin bu istek ve maksadı tehlikeye düşer, bu mânâda bir zarûret meydana
gelirse ilgili yasaklar kalkar, haramlar helâl olur.’
Yeni Şafak yazarı
Hayrettin Karaman, ihtiyaç halinde kişilerin ya da devletin, başkalarının
malını gasp etmesinin caiz olduğu yolundaki fetvasını bir ileri aşamaya taşıdı.
Karaman bir işin devlet kurumlarında hal edilmesi için rüşvet vermenin de caiz
ve ümmetin selamati için haramların helal olabileceğini öne sürdü. Hayrettin
Karaman, “Bir insan emir, ya da devlet başkanı nezdinde, bir işini tesviye
etsin, düzeltsin, yoluna koysun, böylece meşrû olan bir menfâati elde etsin ve
bir zarardan kurtulsun diye, bu maksatla, birine rüşvet verse bu caiz midir?”
sorusuna ‘Alana haramdır, verene caizdir” şeklinde fetva verdi.
Karaman
‘Şunu bir daha tekrarlıyorum: Burada emirin, valinin veya sultanın,
rüşvetinizle sizin evrakınıza imza atması, size isteğinizi vermesi, istediğiniz
emri çıkarması hadisesi vukua gelmezse… meşrû bir menfaat elinizden gider ve
siz artık ondan istifade edemezsiniz. Edemeyince, fıkıh… rüşvet verirsin diyor.
Bu senin için caizdir.’ ifadelerini kullandı.
Karaman,
yazısında ayrıca başkalarının malını gasp etmesinin caiz olması için kişilerin
ölüm riski gibi tehditlerle karşı karşıya kalmasının da şart olmadığını sadece
sıkıntı içinde olmalarının ‘cevaz’ için yeterli olacağını öne sürdü.
Hayrettin Karaman şunları
yazdı: İbn
Âşûr’a göre.. Din, ümmetin selâmetini, güçlü olmasını, dirlik ve düzen içinde
bulunmasını istemektedir. Dinin bu istek ve maksadı tehlikeye düşer, bu mânâda
bir zarûret meydana gelirse ilgili yasaklar kalkar, haramlar helâl olur.