[ERHAN BAŞYURT-TR 724.COM]
15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sonrası hükümetin, önceden
planladığı ‘sosyal
soykırımı’görmezden gelmeye veya üstünü örtmeye çalışanlar var. Zülüm
yaparken vicdanları sızlamadığı gibi üstünü örtmeye de yüzleri kızarmıyor.
***
150 bin kamu çalışanını hiçbir somut gerekçe olmadan işten
attılar.70 bin öğretmen, 5 bin akademisyen, 3 bin yargı mensubunu haksız yere
açığa aldılar.80 bin insanı gözaltına
alıp 35 bin kişiyi uydurma suçlamalarla hücrelere koydular.Yüz binlerce öğrenciyi okullarından ettiler.Üniversiteye
gireceği de mevcut öğrenciyi de perişan ettiler.İki bini aşkın okul, hastane,
yurt ve vakıf üniversitesine hukuksuzca el koydular.İş adamlarının mallarını
gasp ettiler.
***
İftira attıkları insanları kamudan atmakla yetinmediler,
eşlerini de büyük oranda işten attılar.Uydurma suçlarla aileleri maaşsız
bıraktılar.Yasal hakları işsizlik maaşı alamasınlar diye iftiralarını SSK
kayıtlarına da soktular.Yetmedi, yurtdışına çıkış yasağı koydular.Ekmekleriyle oynadıkları
kinlerini dindirmediği için topyekün açlığa mahkum ediyorlar.
***
20 yıllık öğretmen pazarda ceviz satıyor.Yılların gazetecisi
inşaatta çalışıyor.Kadın savcı evlere temizliğe gidiyor.Dershane öğretmeni
kâğıt topluyor.Doktora yapmış insanlar başları dik bulaşık yıkıyor.Emekliliği
geldiği halde suçsuz yere atılan memur taksicilik yapıyor.Helal kazandıkları için yine de mutlular. Şükür ediyorlar.Zulme
uğrayan diğer kardeşlerinin de ekmek bulması ve topyekün felaha erişebilmek
için dua ediyorlar.
***
Dürüst olmanın bedelini
ağır ödüyorlar.Çalmadıkları, rüşvet almadıkları ve helal kazançta ısrar
ettikleri için çile çekiyorlar.Zalime minnet etmiyorlar. Canavara boyun
eğmiyorlar.Onurlarıyla, alın terleriyle, çalmadan, gerekirse aç kalarak inançla
yaşamaya gayret ediyorlar.İmtihan içinde imtihan olduklarının bilincindeler.Kazanma
kuşağında kaybetmemek için çırpınıyorlar…
***
Gözaltına alınanlara sistematik işkence yapıyorlar.Hücreye
atılanlara kötü muamelede bulunuyorlar.Saçlarını telini dahi
göstermemek için yıllarca başörtüsü takan kimi bacılara bile bile ‘çıplak’
arama yaptırıyorlar.Loğusa annelerin yeni doğmuş bebeklerini emzirmelerini
engelliyorlar.Kadınların onurlarıyla oynuyorlar. Şefkatleriyle alay ediyorlar.Yetmezse,
fiili veya sözlü taciz ediyorlar.
***
Erkeklere bile
gözaltında ‘tecavüz’ edildiği, aşağılıkça muamelede bulunulduğu uluslararası
insan hakları örgütlerinin raporlarına dahi şahitlikleri ve raporlarıyla girdi.Hayatları devletin güvencesi altında olmasına rağmen, cezaevi ve
gözaltında ölenlerin ya da ‘infaz’ edilenlerin sayısı 25’e ulaştı.Yapılanları
yazmaya kitaplar yetmez. Okumaya vicdanlar el vermez…Ama kalplerdekini bile
bilen Allah’tan korkmadan pişkin pişkin halen ‘Zülüm yok’ diyorlar.Zülüm var. Hem de en
sistematik ve planlı olanından… Hitler’in Almanya’sı, Stalin’in Rusyası gibi…
İktidarın bugün güçlü olması, gerçekleri örtmeye çalışması, algı
operasyonlarıyla çarpıtması bir şeyi değiştirmez.Güneş balçıkla sıvanmaz… Güç haktadır, hak güçte değil… Unutulmamalı ki, ‘Zulm
ile abad olanın sonu berbat olur!’