Güneydoğu’da yaşanan çatışmalar, şehirleri harabeye çevirdi. 2 milyona yakın Kürt vatandaş yurdundan oldu…- 12 Eylül ve 28 Şubat’ta görülmemiş fişleme furyası ile bireysel haklar yerle bir ediliyor. Demokrasi kan kaybediyor…- Sindirme politikası yürütülüyor. ‘Silahsız terör örgütü’ kılıfı altında muhalif olan her kesime kelepçe vurulmasını içeren antidemokratik düzenlemelerden bahsediliyor…- Dış politikada ise ülkemiz her geçen gün yalnızlaşıyor. Artık yanı başındaki komşusuyla bile sorun yaşıyor. Yanlış Suriye politikası sonrası ülkemiz her geçen gün Ortadoğu bataklığına bir adım daha yaklaşıyor…
iFADE VE FiKiR HÜRRiYETi YOK
14 Aralık 2014: Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı iki köşe yazısı ve bir haber nedeniyle gazete binasında, Samanyolu Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca bir dizi senaryosu nedeniyle televizyonda gözaltına alınarak tutuklandı. Ardından Mehmet Baransu, Gültekin Avcı, Can Dündar ve Erdem Gül yaptıkları haberler nedeniyle cezaevine girdi.
112 AKADEMİSYENE ‘TERÖR’ SORUŞTURMASI
12 Ocak 2016: Akademik hürriyet ayaklar altına alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan barış bildirisine imza atan 1112 akademisyene “Aydın müsveddeleri” diyerek YÖK ve savcıları göreve çağırdı. Ardından akademisyenler hakkında idari ve adli soruşturmalar yapıldı. Akademisyenler gözaltına alındı. Son olarak 3 akademisyen tutuklanarak cezaevine konuldu.
ÖZEL MÜLKiYET HAKKI YOK
3 Şubat 2015: Bank Asya yönetimi görevden alınarak sahiplerin itirazına rağmen bankaya el konuldu. 6 bin kişiye iş veren Koza İpek Holding’e polis baskını düzenlendi. 15 gün boyunca yapılan aramaların ardından 26 Ekim 2015 tarihinde İpek ailesinin mal varlığına el konuldu.
KAYYIM ELiYLE NEFRET SUÇU
Arkasından Kaynak Holding’e de kayyım atandı. Sesli Tekstil ve Boydak Holding gibi Türkiye’nin yüz akı şirketlerin yöneticileri cezaevine konuldu. Naksan Holding ve Anadolu’nun birçok şehrindeki şirketlerin yöneticileri burs verdiği için gözaltına alındı. 40 bin kişinin ekmek yediği holdinglere iktidar eliyle nefret suçu işlendi.
KiŞi HÜRRiYETi VE GÜVENLiĞi YOK
10 Ağustos 2014: Akademisyenler, gazeteciler, iş adamları, görevini yapan hakim ve savcılar, emniyet mensupları, hayırsever vatandaşlar tutuklandı. 10 Ağustos 2014-2 Mart 2016 tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’nın dava izni verdiği kişi sayısı ise 1.845’e ulaştı.
HAYIR YAPMA HAKKI YOK
12 Eylül ve 28 Şubat uygulamalarını aratmayacak fişleme uygulamaları yaşanıyor. Devlet kendi vatandaşlarını fişleyerek, burs veren, kurban bağışı yapanlarla ilgili listeler hazırlanıyor. Manisa, Isparta, Elazığ, Tokat, Samsun gibi birçok şehirde başörtülü ve hayırsever vatandaşlar cezaevine konuldu. Erzurum’da 91 yaşındaki hayırsever Alaattin Öksüz, hasta yatağında gözaltına alınmak istendi.
SEYAHAT VE iKAMET ÖZGÜRLÜĞÜNE TEHDiT
4 Eylül 2015: Şırnak Cizre’de PKK’lıların çözüm süreci boyunca yaptığı silah ve bomba yığınağını temizlemek için sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Güneydoğu’da 200 bin vatandaş evlerini terk etmek zorunda kaldı. Terör saldırıları ve operasyonlar nedeniyle vatandaşların bir şehirden diğer şehre seyahatleri kısıtlı şekilde yürüyor. Emniyet güçleri yeni bombalı saldırılara karşı arabaları mecburen durduruyor ve aramalar yapıyor.
9 AYDA 342 ŞEHiT
7 Haziran 2015: Milletvekili seçiminde AK Parti’nin tek başına iktidardan düşmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığını açıkladı. Türkiye şiddet sarmalı içine girdi. Güneydoğu’da Diyarbakır, Sur, Şırnak Cizre ve Silopi ile başlayan şehir savaşları Mardin Nusaybin, Hakkari Yüksekova ilçeleriyle devam ediyor.
ŞEHiRLER HARABEYE DÖNDÜ
7 Haziran’dan bu yana güvenlik güçlerinin operasyonlarında 342 asker, polis ve korucu şehit düştü. Terör olayları ve operasyonlar nedeniyle şehirler harabeye döndü. İlçeler boşaltıldı.
EĞiTiM HAKKI YOK
12 Şubat 2016: Dersanelerin kapatılmasıyla başlayan süreçte özel eğitim kurumlarına da el konuldu. Sokağa çıkma yasakları ve öğretmenlerin geri çağrılması üzerine Güneydoğu’da yaşayan 115 bin öğrenci bir dönem boyunca eğitim göremedi. 7 bin üniversite adayı genç başka şehirde sınava girmek zorunda kaldı.
YAŞAM HAKKI YOK
20 Eylül 2011: Ankara’nın Kumrular Caddesi’nde bomba yüklü araçla düzenlenen saldırı bir dönüm noktası oldu. Ardından Gaziantep, Cilvegözü, Reyhanlı’da bomba yüklü araçlarla sivil vatandaşlara dönük saldırılar yapıldı.
BAŞKENT’TE 5 AYDA 3 BÜYÜK PATLAMA YAŞANDI
20 Temmuz 2015: Türkiye arka arkaya gelen canlı bomba saldırılarıyla kana bulandı. Birer ay arayla gerçekleşen PKK ve IŞİD terörist saldırılarında Ankara Gar önünde 103 kişi, İstanbul Sultanahmet’te 10 kişinin ölümüne neden oldu. Ankara’da son 5 ayda 3 büyük saldırıda 169 kişi hayatını kaybetti. 2 binin üzerinde yaralı var. Ülke şiddet sarmalı ile karşı karşıya vatandaş panikte ve tedirgin.
YARGI BAGIMSIZLIGI HUKUK VE ADALET YOK
18 Temmuz 2014: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bir proje geliştiriyoruz. Binlerce dava açılacak” sözünün ardından Sulh Ceza Hakimlikleri kuruldu. Sulh Ceza hakiminin verdiği karara itiraz için yine Sulh Ceza’ya gitme şartı getirilerek doğal hakimlik ilkesi yok edildi.
“ANAYASA MAHKEMESi’NE SAYGI DUYMUYORUM”
Bağımsız yargı yerine siyasi kararlarla hareket eden hakimlikler aracılığıyla muhalifler hakkında yüzlerce dava açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum, uymuyorum” açıklaması yeni bir dönem başlattı. Türkiye’nin farklı illerinde vatandaşlar hakimlerin kendileri hakkında verdiği kararları tanımadıklarını ifade etti.
GAZETE VE TV’LERE EL KONULDU
26 Ekim 2015: Tutuklu gazetecilerin yanı sıra basın hürriyeti askıya alan medyaya el koymalar ve polis baskınları yaşandı. 26 basın kuruluşuna polis baskını düzenlendi. İpek Medya Grubu’nda 2 gazete ve 2 televizyon kanalına kayyım atanarak yayın durduruldu. 8 televizyon kanalı ile 6 radyo Türksat uydusundan çıkartıldı. Zaman Gazetesi, Aksiyon Dergisi, Cihan Haber Ajansı’na da kayyım atandı. Vatandaşın hükümete yakın gazete ve televizyonlar dışında haber alma özgürlüğü kısıtlandı.
AVUKATLAR TUTUKLANDI SAVUNMA HAKKI SINIRLANDI
27 Şubat 2016: AK Parti’nin milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın talebi üzerine HDP’li 7 milletvekilinin fezlekeleri TBMM’ye geldi. Ülke genelinde birçok ayrı soruşturmada görev alan avukatlara yönelik operasyonlar başlatıldı. Anayasa’daki savunma hakkına müdahale edilerek, bazı avukatlar tutuklandı.
HUKUK VE GÜVENLİK YOK BEDAVA YAŞIYORUZ
Türkiye Barolar Birliği eski Başkanı Vedat Ahsen Coşar: Türkiye’de tam bir otorite boşluğu var. Yönetici yok, hukuk yok. Bunların olmadığı yerde de herkes her istediğini yapıyor. Bu iktidarın meşruiyetinin sorgulanmasıyla da ilgili bir neden. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Anayasa Mahkemesi’ni tanımam, saygı duymuyorum’ dedi. AKP’li vekiller, ‘Anayasayı tanımıyoruz, parçalayacağız’ dedi. Bunların hepsinin özeti, ‘biz hukuk tanımıyoruz’ demek. Bunu söyleyen kişiler meşruiyetlerini bu Anayasa’dan alıyor.
YAŞANANLAR ÇOK VAHİM
Hiçbirimizin ben bu anayasayı tanımam deme hakkı ve lüksü yok. Bu bizim devletimizin Anayasası ve Anayasa’daki yurttaşlık bağıyla bağlıyız. Beğensek de beğenmesek de hepimiz Anayasa’yla bağlı saymamız gerekir. Çünkü Anayasa bir hukuk devletinde en üstün hukuk normudur. En üstün hukuk normunu tanımıyorsan onun altındaki hukuk normlarını da tanımazsın. Bunun özeti ‘ben hukuk tanımam’dır. Bunu bizi yönetenler temsilcilerimiz söylüyorsa o zaman ben de asil olarak söylerim. Vatandaş söylerse bu ülke mümkün değil ayakta duramaz. Yaşananlar çok vahim. İnanılır gibi değil. Bu da olmaz dediğimiz her şey Türkiye’de ne yazık ki oluyor. Orhan Veli’nin dediği gibi bedava yaşıyoruz. Güvenlik yok.
ÖLÜM SARMALINDAN ÇIKIŞIN TEK ADRESİ MECLİS
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke: Şu anda Türkiye’nin yaşıyor olduğu bu terör ve ölüm sarmalından çıkışın tek adresi vardır o da Meclis’tir. Ve Meclis kapsamında yer alan siyasi partilerin bir birlik ve beraberlik içerisinde bu soruna çözüm üretmesidir. Terörü bahane ederek dikta rejimini güçlendirmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz.
TERÖRÜ SİYASET GÖRENLER
Hiç birimiz hoş, mutlu değiliz ağır bir hüzün ve öfkeyi hep birlikte yaşıyoruz. Toplumsal barışımızı ve huzurumuzu tesis etmek için her zamankinden daha hoşgörülü, daha sakin, daha sağduyulu olacak ve birbirimize daha çok sarılacağız. Bugün yaşıyor olduğumuz derin hüzün ve öfkeyi terör karşısında, terörden medet umanlar, terörü siyasi yöntem olarak görenler karşısında dimdik bir mücadele azmine dönüştüreceğiz.
ÜLKEYİ BATAKLIĞA GÖTÜRÜYORLAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger: Türkiye çok sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Toplum kendisini çok güvensiz hissediyor. Ortak yaşamda ve sosyal hayatta çok ciddi sorunlar var. Halk doğulu-batılı, inançlı-inançsız diye ayrılmış durumda. Kamplaşmalar artıyor. Bu süreç toplumu ciddi kamplaştırdı. İnsanların ortak ya- şamları koptuğu zaman ne demokrasi ne de yaşamın kendisini bekleyebilirsiniz. Bir an önce sulha, barışa doğru gitmek gerekiyor ama ülkeyi yönetenlerde bunu göremiyoruz. Ülkede bir sürü sorun var. Hukuksuzluk had safhada. Hak ihlalleri üst düzeye çıkmış, uluslararası arenada eleştirilen bir ülke haline gelmişiz.
UZLAŞMAZ SUÇLAYICI ANLAYIŞ
Amerika, ‘Türkiye otoriter bir rejime doğru gidiyor, hayal kırıklığı yaratan bir lider var’ diye açık açık söyleyebiliyor. Bir an önce toparlanması gereken bir ülke ve toparlaması gereken yöneticilere ihtiyaç var. Uzlaşmayan, devamlı muhalefeti suçlayan, sanki icracı muhalefetmiş gibi tavırlarla ülke bir yere gitmez. Ülkeyi bataklığa götürüyorlar.
DEVLETİN ÇİVİSİ ÇIKTI
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay: Türkiye’nin çivisini çıkardılar. Türkiye kuralları ve kurumlarıyla yönetilmiyor. Ülke, şahsi ve keyfi bir yönetim altında. Tüm sorunların ana merkezinde bu yatıyor. Zihniyet bozuk. “Benim dediğim doğrudur, ben her zaman haklıyım, ben haksız olduğum durumlarda birinci geçerlidir.” Bunların yapmak istediği Anayasa iki maddelik ve bu şekilde. Sıkıntının ana merkezi bu. Türkiye’de yaşanan sorunlar sistemden, Anayasa’dan, kanunlardan kaynaklanan sorunlar değil.
BOMBALAR GAFLETİN SONUCU
Kötü yöneticilikten kaynaklanan sorunlar. Yönetemiyorlar bunlar ülkeyi. Halka yalan söyleyip oy toplamasını iyi beceriyorlar. ‘Ya benden yanasın ya da hainsin’ diyorlar. Var mı böyle bir şey. Beka mücadelesi yaşanıyor ülkemizde. Çok ciddi bir sıkıntı var. Türkiye dışarıdan kuşatma altına alındı. İçeride ise başkentin göbeğinde artık aleni bombalar patlatılıyor. Bunlar geçmiş ihmallerin, gafletlerin, ihanete varan yanlışlıkların sonucu. Patlamadan bile oy devşirmeye çalışıyorlar. Zaten daha önceki patlama sonrasında “oylarımız arttı” demişlerdi. Hasan BOZKURT/ Metin ARSLAN/ Hasan ÖNAL- ÖZGÜR DÜŞÜNCE GAZETESİ