Eski Başbakanlardan Kevin Rudd, ‘Çokkültürlü toplumlarda dinler arası diyaloğun önemi’ konulu panelde yaptığı konuşmada, Müslümanlara ve Peygamber Efendimize (SAV) hakaret içeren filmi sert bir dille eleştirerek, tepki gösterdi. Rudd, “O filmi seyretmedim ve asla seyretmeyeceğim. Kimsenin Hristiyan ya da Müslüman hiç kimseye böyle bir şekilde hakaret etmeye hakkı yok. Avustralya, çokkültürlü ve çok dinli bir ülke. Herkes, hoşgörü içinde yaşıyor.”dedi.
Calwell Bölgesi Federal Milletvekili ve Avustralya-Türkiye Parlamenterler arası Dostluk Grubu Başkanı Maria Vamvakinou, tarafından organize edilen “Çokkültürlü toplumlarda dinler arası diyaloğun önemi” konulu bir program düzenlendi. Programın açış konuşmasını yapan Milletvekili Maria Vamvakinou “Eğer insanlar birilerini inançlarından dolayı gücendiriyorsa, kendileri ile sorunları vardır” diyerek, peygamberimizle ilgili filme karşı tepkisini dile getirdi. İşçi Partisi Federal Milletvekili ve eski Dışişleri Bakanı Kevin Rudd’un konuşmacı olarak katıldığı program, medyanın yoğun ilgisine neden oldu. Eski Başbakan Rudd, yaptığı konuşmada, Avustralya’nın çokkültürlü ve çok dinli bir ülke olduğunu hatırlatarak, herkesin hoşgörü içinde yaşamasının önemine işaret etti. Müslümanlara ve Peygamber Efendimiz (SAV) hakaret içeren filmi sert bir dille eleştirerek, tepki gösteren Rudd, “O filmi seyretmedim ve asla seyretmeyeceğim. Kimsenin Hristiyan ya da Müslüman hiç kimseye böyle bir şekilde hakaret etmeye hakkı yok. Avustralya, çokkültürlü ve çok dinli bir ülke. Herkes, hoşgörü içinde yaşıyor. Büyük bir inancı gücendirecek bir çalışmanın yapılmasına inanamıyorum, bir inancı incitecek hiç bir filmi desteklemiyorum ”dedi.
Kevin Rudd, konuşmasında dini inançların sayısal yüzdeliğine ve bazı istatistiki bilgilere dikkati çekti. Avustralya’nın %62’si Hristiyan, %23 civarında da her hangi bir dini inanca sahip olmayan ve geri kalan yüzdeliğin ise; diğer farklı inançlara tabi olduğuna dikkat çeken Kevin Rudd, ülkede yaklaşık 4 veya 5 milyon civarında ateistin olduğunu belirtti. Yakın bir zaman önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldiğini ve dinler arasındaki farklı inanç, gelenek ve global uyum hakkında sohbet etme imkanını bulduğunu belirten Rudd, “İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilik’ten oluşan İbrahimi dinleri konuştuk. Dinlerin ayrımcılığa neden olduğunu söyleyenler, Hz İbrahim’e uzanan köklere bakmasını tavsiye ediyorum. Orada karşılıklı hoşgörü ve saygıyı görürsünüz.”diye konuştu. İstatistiki bilgilere ve rakamlara bakıldığını çok
farklı inanç, kültür ve medeniyetin Avustralya’da büyük bir uyum içinde yaşadığını, bundan da son derece etkilendiğini söyleyen Keevin Rudd, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Nüfus Bürosu’nun rakamlarına göre Avustralya’da 6.5 milyon Katolik, 3.5 milyon Anglikan, 1 milyondan fazla United Church, 150 bin Presbiteryan ve sayıları 1 milyon civarında olan Hristiyanlığın diğer farklı kollarının mensupları var. Bunun yanında yarım milyon Müslüman, yine yarım milyon Budist ve 250 bin civarında Hindu vatandaşımız var. Sanıyorum burada bu salonda bu dinlerin hemen hepsinden temsilciler var.”dedi.
BİZLERİ İNGİLİZ YEMEKLERİNİN TAHAKKÜMÜNDEN KURTARDINIZ
Söz konusu çeşitlilik ve zenginliğin, başarılı bir şekilde yönetiliyor olmasının gurur verici bir olay olduğunu hatırlatan Rudd, münferit olayların genel bir problem gibi gündemde tutanların bundan kaçınması gerektiğini ve büyük fotoğrafı görmelerini tavsiye etti. Kevin Rudd; ”Bu ülkeyi hepimiz, beraber inşa ettik. Hiç şüpheniz olmasın bu başarı modern çağın mucizesidir. Bir Anglo Sakson olarak, siz çok farklı inanç ve kültürlerden gelen dostlarımızla birlikte olmakdan çok büyük bir mutluluk duyuyorum. Bizleri İngiliz yemeklerinin tahakkümünden kurtardınız. Bu çağda sofralarımızda sadece İngiliz usulü kızarmış et, patates ve bir parça sebzeden başka bir şey olmadığını düşünebiliyor musunuz? Bizim yetiştiğimiz dönem böyleydi. Ama şimdiki alternatiflerden çok memnunum. Kanaatime göre; her Anglo Sakson, bu görüşümü paylaşıyor. Sayenizde bu ülkede yemek kültürü büyük bir zevk halini aldı. Sizlerin bu ülkeye yaptığınız katkıların küçük bir kısmı. Bir diğeri de, göçmenlerin bu ülkeye getirdiği girişimcilik ruhudur. Dünyanın çok uzak ve değişik köşelerinden size yabancı bu ülkeye gelmek ve kısa bir zaman içinde bizlerden birisi olmayı başlı başına zor bir iştir. Buraya sığınmacı, göçmen yada aile birleşmesi sonucu gelen sizlerin, Avustralya’ya beraberinde getirdikleri girişimcilik ruhu beni her zaman çok etkilemiştir. Günümüz Avustralya’sının genç girişimcileri olan Müslüman, Çinli, Endonezyalı, Yunanlılara bakınız. Yeni yeni işler kuruyor, yatırımlar yapılıyor ve iş imkânı sağlıyorlar.“dedi. Avustralya’da yaklaşık 1 milyon civarında Çinlinin yaşadığını ve Çin dilinin İngilizce’den sonra ülkede konuşulan ikinci bir dil olduğunu belirten Kevin Rudd, Arapça ve Hintçenin konuşulan dillerin, ‘en çok konuşulan dillerin’ sıralamasında yer aldığını kaydetti. Victoria-Cihan